WwW.SohBeTTe.BiZ BiR AiLeYiZ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

WwW.SohBeTTe.BiZ BiR AiLeYiZ

WwW.SohBeTTe.BiZ BiR AİLE PORTALİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
gotik_women
PReNSeS
PReNSeS
gotik_women


Kadın
Mesaj Sayısı : 1363
Yaş : 33
Nerden : sakaryhaa
Kayıt tarihi : 14/05/08

ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER Empty
MesajKonu: ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER   ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER EmptyPtsi Mayıs 26, 2008 2:12 am

Şehriban Coşkunfırat,
Avcılar' daki evinden 13 Eylül'de Bakırköy'e gitmek üzere ayrıldı. Üç
gün kendisinden haber alınamadı. 17 Eylül 1999'da çıplak cesedi Ortaköy
Mezarlığı'nda toprağa yarı gömülü olarak bulundu. Polisin yaptığı
araştırma sonucu 21 yaşındaki Coşkunfırat'ın, "satanist" (şeytana
tapan) adı verilen bir grup tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.

İstanbul
polisinin operasyonları sonucu Ömer Çelik (23), Engin Arslan (18) ve
Zinnur Gülşah Dinçer (19) adlı gençler gözaltına alındı. Çelik, Arslan
ve Dinçer, poliste verdikleri ifadede suçlarını itiraf ederek, "şeytana
taptıklarını ve bu nedenle Coşkunfırat'ı kurban seçtiklerini" söyledi.
Coşkunfırat'ı 13 Eylül 1999'da gerçekleşen 5.8 büyüklüğündeki depremden
sonra öldüren gençler, genç kızı deprem olduğu için şeytana kurban
verdiklerini belirtti.

"Şeytan depremle mesaj verdi"
Ortaköy
Mezarlığı yanındaki ormanlık alanda, cesedin bulunduğu yerde tatbikat
yaptırılan gençlerden Çelik ve Dinçer cinayeti anlatırken, Arslan polis
otosundan indirilmedi. Çelik olayı şöyle anlattı:

"Ortaköy
sahilinde otururken deprem oldu. İnsanlar sahile akın etti. Polis de
içki içmemize izin vermeyince ormanlık alana gittik. Depremden sonra
Gülşah, ayın 13'ü olmasını hatırlatarak, `Şeytan depremle bana mesaj
verdi. Bugün uğursuz bir gün. Şehriban evin altıncı çocuğu. Altı da
şeytanın rakamı. Bu yüzden onu kurban etmeliyiz' dedi.

Olay
yerinde otururken Şehriban saat 20.00'de eve gitmek istedi. Engin kızın
boğazına sarıldı. O sırada Gülşah da kızı bıçaklamaya başladı. Öldükten
sonra elbiselerini çıkarmaya karar verdik. Önce mezarlıktan kazma kürek
alıp cesedi gömmek istedik, sonra dikkat çekmemek için vazgeçtik."

Şehriban'ı
şeytana kurban etme fikrinin Engin'den, tecavüz fikrinin de Ömer'den
çıktığını ileri süren Zinnur Gülşah Dinçer ise, "Engin'le altı aydır
birlikteyiz. Ancak iki ay önce satanist olduğunu öğrendim. Tanrıya olan
nefretini şeytana taparak gösterdiğini ve bu inançla daha önce iki
kişiyi ve kedileri kurban ettiğini söyledi" diye konuştu.

Daha
önce hiç karşılaşmadığı Şehriban'dan sevgilisini kıskandığını
vurgulayan Dinçer, "Ormanda bir ara Ömer ile Şehriban birlikte oldular.
Ben Engin'e, kızı nereden tanıdığını sordum. O da şeytandan mesaj
aldıklarını ve ayın 13'ü bitmeden gece yarısına kadar evin altıncı
çocuğu olan genç kızı şeytana kurban vereceklerini söyledi" dedi.

Cinayeti
engellemeye çalıştığını, hatta bir ara Şehriban'ı uyarmak için birlikte
uzaklaştıklarını öne süren Dinçer, ancak Ömer'in peşlerinden geldiği
için uyaramadığını bildirdi.

Ölüye tecavüz
Cinayetin Ömer ile Şehriban'ın yanlarına gelmesinden beş dakika sonra işlendiğini kaydeden Dinçer, şunları anlattı:

"Ömer
ile Şehriban kucak kucağa oturuyorlardı. Ömer birden kızın boğazına
sarıldı. Engin de Ömer'e yardım etti. Bana boş durmamamı, kızı
bıçaklamamı söylediler. Can korkusuyla bıçakladım. Birkaç saniye sonra
kız öldü. Saçlarından sürükleyerek bir ağaca yasladılar ve Ömer şeytana
tapmanın inancı olarak ölü kıza tecavüz etti. Engin tecavüzü
başaramadı. Sinirlenerek cesedi yumruklamaya başladı."

Dinçer
suç aletlerini yıkayarak bir gün üzerinde taşıdığını, ancak Engin'in
uyarısıyla Kuruçeşme Park Fora'dan denize attığını itiraf etti ve
pişman olduğunu dile getirdi. "Engin Arslan'ın şeytana tapmak konusunda
belli bir seviyeye ulaştığı için şeytandan kendisine mesajlar geldiğini
söylediğini" iddia eden Ömer Çelik de, kurban Şehriban Coşkunfırat ile
bir barda tanıştığını belirtti.

Çelik, olay sırasında
saçlarının uzun olduğunu, tanınmamak için de kestiğini kaydetti.
Tatbikattan sonra suç aletlerinin bulunduğu Kuruçeşme sahiline giden
polis ve dalgıçlar, denizden Coşkunfırat'ın çantasını çıkardılar.

İdamları istendi
Coşkunfırat'ı
öldüren üç genç hakkında hazırlanan iddianamede "başka bir suçu işlemek
amacıyla taammüden adam öldürmek" suçundan idam cezasına çarptırılması
istendi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Selmani Faris Akyol tarafından
hazırlanan iddianamede, sanıklar Dinçer, Çelik ve Arslan'ın
Coşkunfırat'ın bazı eşyasını aldıkları gerekçesiyle hırsızlık suçundan
2 - 5'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İddianamede,
öldükten sonra Coşkunfırat'ın cesedine tecavüz ettiği ileri sürülen
Çelik ile tecavüze yeltendikten sonra cesedi yumrukladığı iddia edilen
Arslan'ın, "naaşa saygısızlık" suçundan 3 ay ile birer yıl arasında
hapis cezasına çarptırılması istendi.

İstanbul 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmada Coşkunfırat'ın ailesiyle
aralarında gerginlik yaşayan satanist gençler, 26 Ocak 2000'deki
duruşmada da yine arbade çıkardı. Duruşmada ilk kez ifade veren Gülşah
Dinçer, "şeytana tapan" olduğu iddialarını kabul etmezken, polisteki
ifadesinin işkence altında alındığını iddia etti.

Sanıklardan
Arslan'ı yedi aydır tanıdığını anlatan Dinçer, "Engin içki içtiğinde
saldırgan olurdu. Daha önce içki içtiğinde de beni dövmüştü. Bu durumu
aileme söylediğimde 'Seni sevdiği için kıskanıyordur' dediler. Ben de
sesimi çıkarmadım. Ayrıca bakire olmadığım için aile kuramayacağımı ve
toplumdan dışlanacağını düşünüyordum. Bunun için Engin'i bırakmıyordum"
diye konuştu.

Mahkeme sanıklardan Arslan ve Çelik'in akli
dengesinin yerinde olup olmadığının tespit edilmesi için Adli Tıp
Kurumu'na sevk edilmesini kararlaştırdı.

Ve karar..
İstanbul
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "Satanistler" davasında 14 Mart
2001'de karar verildi. Ortaköy'de Şehriban Coşkunfırat'ı şeytana kurban
etmek amacıyla öldürdükleri öne sürülen üç sanık, "Kasten adam
öldürmek" ve "Hırsızlık" suçlarından dolayı 25 yıl 6 ay 20'şer gün ağır
hapis cezasına çarptırıldı. Avukatların, 4616 sayılı Şartla
Salıverilmeye Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun'un geçerli
olduğu tarih aralığı yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasının
değerlendirildiğini belirten mahkeme heyeti, dosyanın Anayasa
Mahkemesi'ne gönderilmesi yolundaki talebin de reddini kararlaştırdı.

Yine arbede
Coşkunfırat
Ailesi'nin avukatı Basri Akyüz, duruşmaya girmek amacıyla salonun
kapısında bekleyen Coşkunfırat ailesine kararı anlattı. Sanıklara
verilen 25 yıl 6 ay 20'şer gün ağır hapis cezasını az bulan anne Hatice
Coşkunfırat, "kendi kanunlarını uygulayacağını" söyledi. Karara tepki
gösteren Derya Coşkunfırat da, "Bu karar sistemin hatası. Böyle
olacağını biliyorduk. Sizin adaletinize güvendik. Bunlar sistemin
katilleri. Bundan sonra biz de kendi kanunlarımızı uygularız" diye
bağırdı. Fenalık geçiren ve gözyaşlarını tutamayan Hatice Coşkunfırat
ile kızları Derya Coşkunfırat ve Ceyhan Coşkunfırat, verilen kararı
eleştirdiler. Polis nezaretinde İstanbul Adalet Sarayı dışına çıkarılan
Coşkunfırat ailesi, burada da tepkilerini dile getirmeye devam etti.
Ailesini yatıştıran Mehmet Coşkunfırat, eşi ve kızlarını bir taksiye
bindirerek adliyeden uzaklaştırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kuzgun_54
PaTRoN
PaTRoN
Kuzgun_54


Erkek
Mesaj Sayısı : 1346
Nerden : Sakarya
Kayıt tarihi : 11/05/08

ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER Empty
MesajKonu: Geri: ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER   ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER EmptyPtsi Mayıs 26, 2008 2:28 am

kahrolsun satanizm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sohbette.biz
 
ŞEHRİBAN'I ŞEYTANA KURBAN ETTİLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WwW.SohBeTTe.BiZ BiR AiLeYiZ :: HERTELDEN :: Şuc Dünyası Ve Olaylar-
Buraya geçin: