MADEN DERESİ
Karasu ve Kocaali’ye kadar gelmişken deniz kıyısının sıcağından
bunalanları serin bir yere çağırıyoruz. Karasu-Kocaali arasından
içeriye doğru girince Cam Dağlarından kaynaklanan Maden Deresi’ne
ulaşacaksınız. Derenin sesini dinleyerek, yeşile bezeli bir çerede
yürüyüşler yapmak ve güzel bir kır sofrası kurmak için ideal bir yer.
Düşünün bir kere şırıl şırıl akan bir derenin kenarında suyun ve
kuşların sesini dinleyerek piknik yapmayalı kaç yıl oldu ?
Çok eskiden burada kurşun, boraks, çinko ve altın madenleri varmış.
1914’de bütün galerileri çökerterek bölgeyi terketmiş işletmecileri.
Kayın, çınar, ceviz, elbette en çok da fındık ağaçlarıyla donanmış.
Ekim-Kasım aylarındaysanız kestane toplayabilirisiniz. Çevrede meyve ve
sebze yetiştiriliyor. Bahçesinde çalışan bir üreticiden hemen orada
koparılan sebzeler alabilirsiniz.
Otların üzerine bir yaygı serip yanınızda getirdiklerinizle piknik
yapmak istemezseniz Şeref İskender’in alabalık tesislerine
gidebilirsiniz. Yanınızda getirdiklerinizi burada da yiyebilirsiniz.
Ama yörenin tereyağında pişmiş alabalıklarını tavsiye ediyoruz. Ağaçlar
altında kiremit damlı ahşap kamelyelerde oturup yiyebilirsiniz. Balık
sevmiyorsanız saç kavurma ve salataya buyurun. Her türlü içki servisi
de var. İskender Bey isterseniz şerefinize şampanya bile patlatabilir.
Fiyatları da makul düzeyde.
Maden Deresi’nde konaklama olanağı yok. Çadırınızı yanınızda
getirmediyseniz Karasu veya Kocaali’ye gitmeniz gerekir. Güzel bir
yemek yiyi** demlikle gelen tavşankanı çayı içtikten sonra bir kilim
serip ağaçların altında güzel bir öğlen uykusu çekebilirsiniz. Kuşların
ve kurbağaların sesinden başka ses yok. Mevsimine göre yaban çileği,
böğürtlen toplayabilirsiniz. Kentlerde büyüyen çocuklarınız için güzel
bir değişiklik olur. Paçalarınızı sıvayıp derenin içinde yürüyüş de
yapabilirsiniz. Derenin sularından yararlanan bir alabalık çiftliği de
kurulmuş. Uğrarsanız hem seyreder hem de balık alabilirsiniz.
- Alıntı :
- Maden deresi hakkında biraz bilgi